düşüne

listen to the pronunciation of düşüne
التركية - الإنجليزية
to think
düşüne taşına verilen kararlar
second thoughts
düşün
{f} think

I think he is Mr Brown. - Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.

The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give. - Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.

düşün
think of

What do you think of modern art? - Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?

Two people think of her as their daughter. - İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.

düşün
thought

Words express thoughts. - Kelimeler düşünceleri ifade eder.

She put down her thoughts on paper. - Düşüncelerini kağıda döktü.

düşün
ponder

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

We all pondered over what had taken place. - Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.

düşün
turn over
düşün
{f} pondering

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

düşün
{f} thinking

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place. - Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

I can not hear that song without thinking of my high school days. - Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.

düşün
{f} picturing
düşün
cogitate
düşün
cast about
düşün
ponder of
düşün
contemplate

Do you believe that elephants can contemplate life after death? - Fillerin ölümden sonra hayat düşünebileceklerine inanıyor musunuz?

The doctor contemplated the difficult operation. - Doktor zor operasyonu düşünüp taşındı.

düşün
meditate

He meditated for two days before giving his answer. - Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.

I often meditate on the meaning of life. - Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.

düşün
{f} deliberate

Do you think that was deliberate? - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?

The jury deliberated for three days. - Jüri üç gün boyunca düşündü.

düşün
think up
düşün
idea

With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas. - Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.

We all consider your idea to be impractical. - Hepimiz senin fikrinin kullanışsız olduğunu düşünüyoruz.

düşün
concept
düşün
product of the mind
düşün
excogitate
düşün
considering

I'm considering going with them. - Onlarla gitmeyi düşünüyorum.

Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce. - Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.

düşün
considered

It is considered impossible to travel back to the past. - Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.

Have you ever considered majoring in economics at college? - Üniversitede iktisat bölümünde uzmanlaşmayı hiç düşündünüz mü?

düşün
thinkup
التركية - التركية

تعريف düşüne في التركية التركية القاموس.

düşün
Duyularla değil, zihnî olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay, fikir, ide