Tom halen Boston'tan bir mukimdir.
- Tom is currently a resident of Boston.
Tom halen üniversiteye devam ediyor.
- Tom is currently attending college.
Bugünlerde, müşteri hizmetlerinde deneyimi olan kişiler arıyoruz.
- We are currently looking for individuals who have experience in customer service.
Tom şu anda Japonya'da İngilizce öğretiyor.
- Tom currently teaches English in Japan.
Tom şu anda hapishanede değil.
- Tom isn't currently in prison.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
- An electric current can generate magnetism.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi.
- The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.
Akıntıya karşı kürek çekiyorduk.
- We were rowing against the current.
Nehirde akıntıya karşı kürek çektik.
- We rowed up the river against the current.
Mevcut koşullar altında, bu yolculuğu yaparken rahat hissetmedim.
- Under the current conditions, I didn't feel comfortable making this trip.
Mevcut anlaşmanın iki kopyası basıldı ve iki taraf tarafından imzalanacak.
- Two copies of the current agreement were printed and will be signed by the two sides.
Ben şu anki gelirimden memnunum.
- I'm satisfied with my current income.
Tom şu anki aylığından tamamen memnun.
- Tom is perfectly satisfied with his current salary.
Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.
- Tom found the report on a current website.
Güncel teknolojiyi kullanıyor musun?
- Do you use current technology?
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
current fashions.
current negotiations.
I am not currently planning on doing that.
- I'm not currently planning on doing that.
I'm not currently planning on doing that.
- I'm not currently planning to do that.
... She's currently unemployed, just got approved for Section 8 ...
... currently employed because they're in touch with their ...