تعريف curing في الإنجليزية التركية القاموس.
- BOYA POLiMERiZASYONU
- (Gıda) eti tuzlama
- kurutma
- iyileştirme
- kuruma
- (Gıda) tütsülemek
- (Havacılık) yoğunlaşma
- (Gıda,İnşaat) kürleme
- (Gıda) tuzlamak
- otama
- (Otomotiv) pişirme
- vulkanizasyon
- {f} tedavi et
O, hayatını Hindistan'daki hastaları tedavi etmeye adamak istiyor.
- He intends to devote his life to curing the sick in India.
- KÜRLEME: Beton döküldükten sonra, hidrasyon sırasında su kaybının önlenmesi için betonu sulama, kimyasal madde, buhar veya ıslak örtü tatbiki suretiyle yapılan işlem
- (Kimya) polimer zincirlerinin çapraz bağlanmasıyla polimerin sertleşmesini sağlayan işlem
- (İnşaat) KÜRLEME: Beton döküldükten sonra, kuruması sırasında su kaybının önlenmesi için betonu sulama, kimyasal madde, buhar veya ıslak örtü tatbiki suretiyle yapılan işlem
- tedavi eden
- (Tıp) tedavi ederek
- cure
- tedavi etmek
Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.
- Doctors did everything they could to cure him.
Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.
- At present it is medically impossible to cure this disease.
- cure
- {f} iyileştirmek
- cure
- tedavi
Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.
- About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.
O tamamen tedavi edilemez.
- It cannot be completely cured.
- cure
- çare
Onun hastalığının bir çaresi yoktur.
- His illness is without a cure.
Ölüm dışında her şey için bir çare vardır.
- There's a cure for everything, except death.
- curing agent
- (İnşaat) kür malzemesi
- curing barn
- kurutma hangarı
- curing blanket
- (İnşaat) kür kaplaması
- curing blanket
- kür örtüsü
- curing compound
- kür kimyasalı
- curing compound
- (İnşaat) kür maddesi
- curing compound sprayer
- kür kimyasalı püskürtücü
- curing light
- (Diş Hekimliği) dolgu ışığı
- curing mat
- beton kür hasırı
- curing membrane
- kür membranı
- curing membrane
- püskürtme kür zarı
- curing of concrete
- betonun kürü
- curing period
- kür süresi
- curing process
- bakım işlemi
- curing process
- (İnşaat) kürleme işlemi
- curing system
- kür yöntemi
- curing tank
- buhar kürü tankı
- curing temperature
- bakım sıcaklığı
- curing temperature
- kür sıcaklığı
- curing temperature
- (Havacılık) sertleşme ısısı
- curing the problems
- sorunların giderilmesi
- curing time
- kür zamanı
- cure
- çar
Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.
- Scientists haven't found a cure for cancer yet.
Onun hastalığının bir çaresi yoktur.
- His illness is without a cure.
- cure
- (Tıp) Sıhhate kavuşma, iyileşme, şifa
- cure
- iyileşme
- cure
- {i} ilaç
Hiçbir ilaç bu hastalığı tedavi edemez.
- No medicine can cure this disease.
Nezlemi bu ilaçla tedavi ettim.
- I cured my cold with this medicine.
- cure
- kurutmak
- cure
- sertleştirmek
- accelerated curing
- hızlandırılmış kür
- bulk curing
- hanga da kurutma
- cure
- kurumak
- cure
- otalamak
- cure
- sertleşmek
- cure
- tütsülemek
- cure
- şifa vermek
- cure
- konservelemek
- cure
- mayalandırmak
- cure
- bakım
- cure
- sağaltmak
- cure
- iyi duruma getirmek
- cure
- vulkanize etmek
- cure
- otamak
- cure
- çözüm getirmek
- cure
- koruma
- cure
- iyi etmek
- mold curing
- (Otomotiv) sıcak kaplama
- crystallizing and curing
- kristalleştirme ve santrifüjleme
- cure
- (kötü bir durumu) iyileştirmek
- cure
- (hastayı) iyileştirmek
- cure
- tuzlamak
- cure
- düzeltmek
- cure
- sağaltım
- cure
- {f} tedavi et
Doktor onun hastalığını tedavi etti.
- The doctor cured him of his illness.
Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.
- Doctors did everything they could to cure him.
- cure
- iyi olma
- cure
- past cure tedavi edilebilecek haddi aşmış
- cure
- (Tıp) Tedavi, hastalığı iyileştirmede uygulanan özel tedavi yöntemi
- preventing or curing scurvy
- önlenmesi ya da aşağılık kur
- rapid curing cutback
- hızla kur olan katbek asfaltı
- steam curing
- Buhar kuru, buharla tedavi
- cure
- sakla/tedavi et
- cure
- {i} şifa
Bu bilgi bir şifa bulmana yardımcı olabilir.
- This information may help you find a cure.
Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.
- Ancient Germanic tribes used medicinal herbs in their attempts to cure diseases.
- cure
- papaz
- cure
- konserve yapma
- cure
- {i} imamlık
- cure
- {f} -e çözüm getirmek, -e çare bulmak
- cure
- {i} papazlık
- cure
- çaresiz
- cure
- {i} kür
- cure
- {i} derman
- cure
- {i} reçete
- cure
- iyileşmez
- flue curing
- fırında kurutma
- immersion curing
- su içinde kür
- membrane curing solution
- püskürtme kür çözeltisi
- wet curing
- su içinde kür