Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.
- It is easy to love, but hard to be loved.
Sevmek ve sevilmek en büyük mutluluk.
- To love and to be loved is the greatest happiness.
Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- They say love is blind.
Sen benim hayatımın aşkısın.
- You're the love of my life.
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
- When poverty comes in at the door, love flies out the window.
Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
- Maternal love is the greatest thing.
Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
- Her lover is a spy working for the British government.
Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
- The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
Başkalarına yardım etmeyi severim.
- I love to help others.
Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm.
- I'd love to help you out, but I'm terribly busy.
Sana âşık olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but fall in love with you.
Âşık olmak için çok gençsin.
- You are too young to be in love.
Biz komşularımızı sevmeliyiz.
- We should love our neighbors.
Cennette sevmek için bekleyebilirim.
- I can wait to love in heaven.