Polis bölgeyi kordon altına aldı.
- Police cordoned off the area.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
O, kordonu makineye bağladı.
- He connected the cord to the machine.
Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
- Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
Biz hala kablolu telefon kullanıyoruz.
- We still use a corded telephone.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
O, kordonu makineye bağladı.
- He connected the cord to the machine.
Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu.
- Sami put a cord around Layla's neck and strangled her to death.
Gelişmekte olan bir embriyo, göbek kordonu yoluyla plasentaya bağlanır.
- A developing embryo connects to the placenta via the umbilical cord.
Dimi ve fitilli kadife arasındaki farkı biliyor musunuz?
- Do you know the difference between twill and corduroy?
Tom sık sık fitilli kadife pantolon giyer.
- Tom often wears corduroys.
O sık sık fitilli pantolon giyer.
- She often wears corduroys.
Dimi ve fitilli kadife arasındaki farkı biliyor musunuz?
- Do you know the difference between twill and corduroy?
He looped some cord around his fingers.