Yüzdeki utanma, kalpteki lekeden daha değerlidir.
- Más vale vergüenza en el rostro que mancha en el corazón.
Zaman tüm kırık kalpleri iyileştirir.
- El tiempo sana todos los corazones rotos.
Haber onun kalbini kırdı.
- La noticia le rompió el corazón.
Şehrin kalbinde yaşıyorum.
- Yo vivo en el corazón de la provincia.
Seni bütün kalbimle seviyorum.
- Te amo con todo mi corazón.
Onun kalbi yavaş atıyordu.
- Su corazón latía lentamente.