Anahtarların tezgahın üzerinde.
- Your keys are on the counter.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Tokmağı saat yönünün tersine çevirin.
- Turn the knob counterclockwise.
Tokmağı saat yönünün tersine çevirin.
- Turn the knob counterclockwise.
O tamamen ters etkili olurdu.
- That would be counterproductive.
Running counter to all the rules of virtue. -Locks.