continuously; firmly, in a steadfast manner; faithfully

listen to the pronunciation of continuously; firmly, in a steadfast manner; faithfully
الإنجليزية - التركية

تعريف continuously; firmly, in a steadfast manner; faithfully في الإنجليزية التركية القاموس.

constantly
sıkça
constantly
devamlı/sabit olarak
constantly
ikide bir
constantly
ikide birde
constantly
mükerrer olarak
constantly
sabit düzeyde
constantly
durmaksızın
constantly
sık sık

Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir. - When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.

Tom sık sık kendisiyle çelişir. - Tom constantly contradicts himself.

constantly
devamlı
constantly
sürekli

İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar. - People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.

Karısı ona sürekli dırdır ediyor. - His wife nags him constantly.

constantly
hiç durmadan
constantly
sürekli olarak

Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor. - His mother is constantly complaining about it.

O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu. - He was constantly borrowing money from me.

constantly
daima

Daima kendi kendime lakırdı ederim. - I constantly talk to myself.

الإنجليزية - الإنجليزية
constantly
continuously; firmly, in a steadfast manner; faithfully
المفضلات