contact denise sign my guestbook

listen to the pronunciation of contact denise sign my guestbook
الإنجليزية - التركية
temas denise benim ziyaretçi defteri imzalamak
about
takriben

Bu takriben doğru görünüyor. - That seems about right.

O, takriben benimle aynı yaştadır. - She's about the same age as I am.

about
hemen hemen

Hemen hemen her şeye alışabilirim. - I can get used to just about anything.

Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler. - People say I look about the same age as my sister.

about
hakkında

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk. - We talked about various things.

Batman hakkında bilmeniz gereken şey, onun süper kahraman olmasıdır. - The thing you have to know about Batman is, he's a superhero.

about
aşağı yukarı

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü. - In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.

Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar. - This is about all I can put up with.

about
{e} konusunda

Öyle şeyler konusunda bilgim yok. - I don't know about things like that.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor. - Many people worry about paying their bills.

about
{e} etrafında

Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı. - There was a high wall about the garden.

Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır. - It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way.

about
üzerine

Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen. - Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.

Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı. - Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.

about
buralarda

Buralarda bir kulübe vardı. - There used to be a hut about here.

Onun evi buralarda bir yerde. - His house is somewhere about here.

about
şuraya buraya
about
tahminen
about
emir Geriye don I about to come gelmek üzere beat about the bush bin dereden su getirmek
about
ötesinde berisinde
about
çevresine
about
etrafına

O, evin etrafına bakındı. - He looked about the house.

Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı. - The old man looked about for his hat.

about
ile meşgul
about
her yerinde
about
havalisinde
about
için About facel
about
edat dair
الإنجليزية - الإنجليزية
about