O şimdi doktorla konsültasyon yapıyor.
- She's in consultation with the doctor right now.
Konsolosluk Tom için tıbbi ulaşımı düzenlemeye yardımcı oldu.
- The consulate helped arrange medical transport for Tom.
Bu vizeyi Kobe'deki Amerikan Konsolosluğundan aldım.
- I got this visa at the American Consulate in Kobe.