Tom henüz internet'e bağlı değildi.
- Tom hasn't connected to the Internet yet.
Tom'un bağlı olduğunu biliyorum.
- I know Tom is connected.
Ben hemen hemen her gün internet'e bağlanırım.
- I connect to the Internet almost every day.
Senin Wi-Fi'yına nasıl bağlanırım?
- How do I connect to your Wi-Fi?
Hayatımda ilk defa birine bu kadar bağlandığımı hissettim.
- It's the first time in my life I've felt so connected with someone.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
- All of us are connected with the past and the future as well as the present.
İki şehir bu otoyol ile birbirine bağlandı.
- The two cities are connected by this highway.
Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.
- A man touched down on the moon. A wall came down in Berlin. A world was connected by our own science and imagination.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.
- Mary collects anything that's connected with squirrels.
Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.
- There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.
Onların hepsi akraba.
- All of them are connected.
... they're connected to each other through like a tiny, ...
... Because I want to move you on to something that's sort of connected to cars here, and ...