Tom'un diplomatik bir pasaportu var. - Tom has a diplomatic passport.
Tom'un diplomatik bir pasaportu var.
Tom has a diplomatic passport.
Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu. - Diplomatic dialogue helped put an end to the conflict.
Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.
Diplomatic dialogue helped put an end to the conflict.
Albania immediately severed diplomatic relations with Zimbabwe.