الإنجليزية - التركية
تعريف concerning or relating to the liver في الإنجليزية التركية القاموس.
- liver
- {i} karaciğer
Karaciğer sorunu ile ilgili bir hikayem var.
-I have a history of liver trouble.
Tom biraz çiğ karaciğer yedikten sonra neredeyse ölüyordu.
-Tom nearly died after eating some raw liver.
- liver
- yaşayıcı/karaciğer
- liver
- yaşayan kimse
- liver
- kırmızıya çalan kahverengi
- liver
- belirli bir hayat yaşayan kimse
- liver
- {i} ciğer
Ciğer yemek size iyi geliyor mu?
-Is eating liver good for you?
Ciğer salamlı sandviç yiyemiyorum.
-I can't eat liverwurst sandwiches.
- liver
- clean liver temiz hayat yaşayan kimse
- liver
- high liver boğazına düşkün kimse
- liver
- loose liver uçarı hayat yaşayan kimse
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف concerning or relating to the liver في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- liver
liver transplant.
concerning or relating to the liver
الواصلة
con·cern·ing or re·lat·ing to the li·verالتركية النطق
kınsırnîng ır rileytîng tı dhi lîvırالنطق
/kənˈsərnəɴɢ ər rēˈlātəɴɢ tə ᴛʜē ˈləvər/ /kənˈsɜrnɪŋ ɜr riːˈleɪtɪŋ tə ðiː ˈlɪvɜr/
Resimler
المفضلات