Ne hakkında endişelisin?
- What are you concerned about?
Tom Mary hakkında endişeli.
- Tom is concerned about Mary.
O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.
- He is concerned about his father's illness.
Ben onunla ilgili değilim.
- I'm not concerned with that.
Ben bununla ilgilenmiyorum.
- I am not concerned with this.
Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
- The man is not concerned in this project.
Ekim ayında çok kaygılıydım.
- I was very concerned in October.
İnsanlar ırksal sorunlar hakkında kaygılılar.
- People are concerned about racial problems.
Ben onun sağlığı hakkında endişe duyuyorum.
- I am very concerned about his health.
Ben sizin sağlığınız için endişe duyuyorum.
- I am concerned for your health.
Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
- The man is not concerned in this project.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
- This product has been designed with the highest concern for safety.
Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
- Your friends are really concerned about your health.
Ben endişeni paylaşıyorum.
- I share your concern.
O endişeleri paylaşıyor musunuz?
- Do you share those concerns?
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
- This does not concern you at all.
O, beni ilgilendiren bir şey değil.
- It's no concern of mine.
Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.
- That's nothing you need to concern yourself with.
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
- This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
Aşırı nüfus büyük bir sorundur.
- Overpopulation is a big concern.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Ben mesele ile ilgili değilim.
- I am not concerned with the affair.
Onun mesele ile ilgilenmediği açıktı.
- It was clear that she was not concerned with the matter.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Endişeli olmamız gerekiyor mu?
- Should we be concerned?
Bu, firmamızı ilgilendirmiyor.
- It is no concern of our firm.
Senin için kaygılandım.
- I've been concerned about you.
En büyük kaygı ücret.
- The biggest concern is cost.
Özel işlere karışmayın.
- Don't interfere in private concerns.
Tom her zaman kendini ilgilendirmeyen işlere karışır.
- Tom always meddles in affairs that do not concern him.
Mark's health was of great concern to Connie.
... Now, I'm concerned that the path that we're on has just been unsuccessful. The president ...
... is more concerned about their safety and security than I am. ...