On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Tom tek başına sahil boyunca yürüdü.
- Tom walked along the shore alone.
Sahilde güzel bir kabuk buldum.
- I found a beautiful shell on the shore.
Benim evim bu dört odadan oluşur.
- My house is comprised of these four rooms.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.
- Millions of dollars have been spent trying to shore up the company.