Çalışma neredeyse tamamlandı.
- The work has been almost completed.
Dan Brown 1998 yılında Dijital Kaleyi yayınlandı. O, beş yıl sonra başka bir best seller Da Vinci Şifresini tamamlandı.
- In 1998, Dan Brown released Digital Fortress. Five years later he completed another best seller, The Da Vinci Code.
Üniversite sürecini rahatlıkla tamamladım.
- I completed the university course comfortably.
Tom misyonunu tamamladı.
- Tom completed the mission.
Ben okula vardığımda yarış zaten bitmişti.
- When I got to school, the race had already finished.
İş henüz bitmiş değil.
- The work is not finished yet.
En kısa sürede onu tamamlamak zorundayım.
- I have to complete it as soon as possible.
Proje tamamlamak için 2000 adam-sat gerektiriyor.
- The project will require 2000 man-hours to complete.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
- Tom's part of the work isn't finished.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
O bütünüyle yanlış değil.
- This isn't completely wrong.
Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.
- We should be able to complete the work in five days.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Ben yemeği tamamen bitirmedim.
- I haven't quite finished eating.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Programa göre proje tamamlandı.
- They finished the project on schedule.
İşim zaten 15 Ocak'ta tamamlandı.
- My work was already finished on January 15th.
Ev ödevi bitirildikten sonra, Tom yatmaya gitti.
- His homework having been finished, Tom went to bed.
İşin dörtte üçü bitirildi.
- Three-quarters of the work was finished.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
Resim onun tarafından zaten bitirilmişti.
- The picture has already been finished by him.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished off the ice cream that was in the freezer.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
- Tom finished eating all the ice cream that was in the freezer.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
- After months of negotiations, the peace treaty was completed.
Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Yeni Tokaido Hattı 1964 yılında tamamlanmıştır.
- The New Tokaido Line was completed in 1964.
Raporu yazmayı bitirdim.
- I've finished typing the report.
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
- Ann has just finished writing her report.
Hazırlanmayı henüz bitirdin mi?
- Have you finished packing yet?
Ev ödevin ne zaman hazır olacak?
- When will your homework be finished?
He completed his B.Sc. (Hons.) degree at the University of New South Wales in 1958 and went on to the Victoria University of Manchester where his studies on the fungal pigment phomazarin led to the award of a Ph.D. in 1963 under the supervision of (the late) Professor Arthur J. Birch.
He completed the assignment on time.
We were totally exhausted from the five-hour trip.
- We were completely exhausted from the five-hour trip.
You people are totally insane.
- You people are completely insane.
... and then the sentence was completed "a greater understanding of each other's perspective." ...
... completed that, you should have your voting rights restored. So historically, a lot of ...