Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
- Our trading companies do business all over the world.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
- Although the economy is weak, some companies are still making a profit.
O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.
- He began to work for that company last year.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We're expecting company this evening.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
- We are expecting company this evening.
Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.
- We need a new leader to pull our company together.
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
- He came in company with his mother.
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
- Better to be alone than in bad company.
Bir ortaklık ister misin?
- Do you want some company?
Şirket toplantıyı iptal etti.
- The company cancelled the meeting.
O süre boyunca Asya'da seyahat ediyor olacağımdan mayıstaki şirket toplantılarına katılamayacağım.
- I will not be able to participate in the company meetings in May as I will be traveling in Asia during that time.
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
- I advise you not to keep company with Tom.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
Tom ve Mary'ye eşlik etmemi ister misin?
- Do you want me to keep Tom and Mary company?
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
- I kept him company while his wife was in surgery.
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A person is known by the company he keeps.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- A man is known by the company he keeps.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
it was with a distinctly fallen countenance that his father hearkened to his mother's parenthetical request to “’bide hyar an’ company leetle Moses whilst I be a-milkin’ the cow.”.
... companies in the world, and it reaches so ...
... And in Britain, the TV companies thankfully have been ...