Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.
- Tom usually sleeps eight hours.
Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at eight o'clock.
Genellikle saat sekizde kalkarım.
- I usually get up at 8.
Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.
- Lightning is usually followed by thunder.
Öğle yemeğinden sonra genelde şekerleme yaparlar.
- After lunch, they usually have a nap.