التركية - الإنجليزية
تعريف coşma في التركية الإنجليزية القاموس.
- inflammation
- transport
- gush
- effervescence
- delirium
- flush
- expansive
- coşmak
- let oneself go
- coşmak
- {f} overflow
- coşma (insan)
- effervescing
- coşmak
- get carried away
- coşmak
- warm up
- coşmak
- (deyim) light up
- coşmak
- run
- coş
- burst with
- coş
- flush with
- coşmak
- run riot
- coşmak
- fly high
- coşmak
- bubble over
- coşmak
- simmer
- coşmak
- exult
- coşmak
- flip
- coşmak
- to get enthusiastic, become exuberant, become ebullient
- coşmak
- enthuse
- coşmak
- to get excited
- coşmak
- effervesce
- coşmak
- glow
- coşmak
- boil up
- coşmak
- (for a river, the sea) to become turbulent; (for a wind) to become violent
- coşmak
- gush
- coşmak
- to get carried away, to become exuberant, to get enthusiastic, to brim over, to bubble over, to effervesce; (rüzgâr) to become violent; (ırmak) to rise
- coşmak
- slop over
- coşmak
- exuberate
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف coşma في التركية التركية القاموس.
- Coşmak işi, galeyan
- galeyan
- Coşmak
- galeyan etmek
- Coşmak
- çalkanmak
- Coşmak
- çağlamak
- Coşmak
- (Osmanlı Dönemi) FEVERÂN
- coş
- Meyveden yapılan bir komposto, hoşaf
- coşmak
- Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarı vurmak, galeyan etmek: "Askerler sevgili efendilerinin yüzünü görür görmez coşuyorlar."- Y. K. Beyatlı
- coşmak
- Birdenbire çoğalıp hızlanmak
- coşmak
- Heyecanlanmak, içten içe kaynamak, aşırı duygulanmak
- coşmak
- Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarı vurmak, galeyan etmek
- coşmak
- Doğa olaylarından herhangi biri birdenbire çoğalıp hızlanmak: "Coşan sele dur diyorsun sen, dadı."- T. Oflazoğlu
المصطلحات ذات الصلة
coşma
الواصلة
coş·maResimler
السابق
المفضلات