Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu. - She burned with jealousy.
Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.
She burned with jealousy.
Tom'un Mary'ye olan yoğun ilgisi, bende şiddetli bir kıskançlık hissi uyandırdı. Ama belli etmedim. - Tom's strong interest in Mary provoked my jealousy. But I managed to conceal.
Tom'un Mary'ye olan yoğun ilgisi, bende şiddetli bir kıskançlık hissi uyandırdı. Ama belli etmedim.
Tom's strong interest in Mary provoked my jealousy. But I managed to conceal.