Tom'la birlikte sınıfların var mı?
- Do you have classes with Tom?
Haftada beş gün buradaki sınıflara ders veririm.
- I teach classes here five days a week.
İyi bir sözlük istiyorum.
- I want a good dictionary.
Sözlük mü satın alacaksınız?
- Are you going to buy a dictionary?
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
- The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
Matematik dersi iyidir.
- The mathematics class is good.
Sami derslikten çıktı.
- Sami came out of the classroom.
Onun müziğini rock müzik olarak sınıflandırıyorum.
- I classify his music as rock.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
Şu anda bir Almanca kursuna yazılacağım.
- I'm going to sign up for a German class right now.
Bu yarıyıl tatilinde hangi dilin kursunu alacaksın? Arapça 5. seviye.
- Which language class are you taking this semester? Arabic Level 5.
Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
Ne kadar pahalı olursa olsun, o klasik arabayı almak istiyorum.
- I want to get that classic car no matter how expensive it is.
Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.
- The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.
Burjuva terimi hem orta hem de üst sınıflara bir hakaret olarak kullanılabilir.
- The term bourgeois can be used as an insult by both the lower and the upper classes.
Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
- Tom fell asleep during sex ed class.
Ders başlamadan önce sana sarılmak istedim ama bir eş cinsel gibi görünmek istemedim.
- I wanted to hug you before class started, but I didn't want to look like a lesbian.
Burada yaşayan insanlar üst tabakaya aittir.
- The people living here belong to the upper class.
O, orta tabakadandır.
- He comes from the middle class.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.
- She can play all kinds of instruments, classical or folk.
Ben hiç birinci mevkide uçmadım.
- I've never flown first class.
Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Tek başına mı yoksa bir grupla birlikte mi egzersiz yapmayı seversin?
- Do you like to exercise alone or with a class?
Apologizing for losing your temper, even though you were badly provoked, showed real class.
This word has a whole class of metaphoric extensions.
Magnolias belong to the class Magnoliopsida.
I used to fly business class, but now my company can only afford economy.
It is the class of Italian bottled waters.
... And so he had to take all the same classes and take the same ...
... all all social classes sharing ...