O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.
- He's a British citizen, but he lives in India.
İngiliz askerleri dinlendi.
- The British soldiers rested.
Boston halkı, Britanyalı askerlerden nefret ediyorlardı.
- The people of Boston hated the British soldiers.
Britanyalı göçmenler standart İngilizce konuşmadılar.
- British immigrants didn't speak standard English.