تعريف chiding في الإنجليزية التركية القاموس.
- azarlayarak
- azarlayan
- {i} azarlama
- azarla(mak)
- azarla
- scolding
- azar
Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
- I didn't feel like scolding her for being late.
Ben seni azarlamıyordum.
- I was not scolding you.
- scolding
- {i} azarlama
Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
- I didn't feel like scolding her for being late.
O geç kaldığında canım onu azarlamak istedi ama dilimi tuttum.
- When she was late, I felt like scolding her, but I held my tongue.
- scolding
- {i} fırça
- scolding
- {i} paylama
- chid
- azarlanan
- chid
- azarlamak
- chide
- paylamak
- chide
- fırça atmak
- scolding
- azarlayarak
- scolding
- papara
- scolding
- zılgıt
- scolding
- çıkış
- chide
- azarla
Mary Tom'u Tatoeba'da çok zaman harcadığı için azarladı.
- Mary chided Tom for spending so much time on Tatoeba.
- chide
- azarlamak
- scolding
- {i} azarlayan
- scolding
- {f} azarla
Babam beni iyi bir azarladıktan sonra ondan vazgeçtim.
- I gave it up after my father had given me a good scolding.
O geç kaldığında canım onu azarlamak istedi ama dilimi tuttum.
- When she was late, I felt like scolding her, but I held my tongue.
- chid
- azarla(mak)
- chid
- azarla
Mary Tom'u Tatoeba'da çok zaman harcadığı için azarladı.
- Mary chided Tom for spending so much time on Tatoeba.
- chide
- {f} (chid/--d, chid.den/--d) azarlamak, kusur bulmak
- chide
- {f} söylenmek
- chide
- {f} ayıplamak
- chide
- {f} çıkışmak
