Herkes o kadar değişmişti ki, birini diğerinden neredeyse ayıramıyordum.
- Everybody had changed so much that I could hardly tell one from another.
Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
- Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
Benim e-posta adresim aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
- My e-mail address has been changed as follows.
Belgeler değiştirilmiş gibi görünüyor.
- The documents appear to have been changed.
Plan ne kadar değiştirildi?
- How much has the plan been changed?
Onun hepsi değiştirildi.
- It's all been changed.
Tom fikrini değiştirmedi.
- Tom hasn't changed his mind.
Perdeleri değiştirmemden sonra oda farklı görünüyor.
- The room looks different after I've changed the curtains.
O gerçekten son zamandan beri çok değişti.
- He's really changed a lot since last time.
Uzun süre görüşmedik. Ben, işini tekrar değiştirmiş olduğunu duydum.
- Long time, no see. I hear that you've changed your job again.
Tom değişime uğramış bir insan.
- Tom is a changed man.
Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.
- Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.
Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.
- But Pepperberg says working with the parrot has already changed the way of looking at animals.
Kanal değiştirildiği için o sinirlendi.
- Because the channel was changed he got angry.
Toplantı için zamanın değiştirildiğini düşünüyordum.
- I thought the time for the meeting had been changed.