ceviz

listen to the pronunciation of ceviz
التركية - الإنجليزية
walnut

He cracked the walnut with his teeth. - O cevizi dişleriyle kırdı.

She cracked the walnut with her teeth. - O, cevizi dişleriyle kırdı.

nut

A coconut is not a nut. - Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.

Something really should be done about the problem, but this is cracking a nut with a sledgehammer. - Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.

(Botanik, Bitkibilim) walnut tree

The walnut tree prefers a dry and warm climate. - Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.

That tree near the river is a walnut tree. - Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.

waldorf salad
walnuts

Tom told Mary John couldn't eat walnuts. - Tom, Mary'ye John'un cevizleri yiyemediğini söyledi.

Tom filled his bag with walnuts. - Tom çantasını cevizle doldurdu.

walnut, made of walnut
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: cevizgiller,cevziye) [syn.: ceviz, koz] common / black walnut
hickory
hickory nut
ceviz gibi kabuklu yemiş
nut
ceviz gibi yemişlerin kabuğu
nutshell
ceviz içi
(Gıda) crushed walnut
ceviz ağacı
walnut tree
ceviz ağacı
walnut

That tree near the river is a walnut tree. - Nehirin kenarındaki ağaç ceviz ağacı.

The walnut tree prefers a dry and warm climate. - Ceviz ağacı, kuru ve sıcak bir iklimi tercih eder.

ceviz boya
walnut stain
ceviz gibi
nutty
ceviz içi meat of
a walnut
ceviz kabuğu
walnut shell
ceviz kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş
(Konuşma Dili) He is ashamed of his origins
ceviz kabuğunu doldurmaz
very unimportant, slight
ceviz kerestesi
nutwood
ceviz kütüğü
walnut log
ceviz kıracağı
nutcracker
ceviz kıracağı
nutcrackers
ceviz kırmak
to behave improperly, do the wrong thing
ceviz rengi
walnut
ceviz sucuğu
a sweet confection made of walnuts on a string dipped in a starchy grape molasses
ceviz tadında
nutlike
ceviz tahtası
walnut
ceviz toplamak
nut
ceviz vb'yle kaplı dondurma
sundae
ceviz yağı
walnut oil
ceviz şekerlemesi
(Gıda) sugared walnuts
ceviz şekli
(Botanik, Bitkibilim) nuciform
kaşu (ceviz)
cashew
amerikaya özgü küçük ceviz
pignut
beyaz ceviz
white walnut
kahverengi ceviz
brown hickory
çetin ceviz
hot potatoes
çetin ceviz
hard nut to crack
çetin ceviz
tartar
çetin ceviz
a hard nut to crack, a tough nut to crack
çetin ceviz
1. hard nut. 2. intractable person
çetin ceviz
hard case
التركية - التركية
Koz
Bu ağacın yağlı, nişastalı yemişi, koz
Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia)
Ceviz ağacının kerestesinden yapılmış: "Yedekleri ise ceviz dolabın alt tarafına kaldırılmıştı."- N. Cumalı
Ceviz ağacının kerestesinden yapılmış
Halatların ucuna tutabilmek için veya süs olarak yapılan bir cins düğüm şeklindeki işleme
Cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç (Juglans regia): "Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz."- S. F. Abasıyanık
ceviz içi
Cevizin kabuğu kırıldıktan sonra kalan iç
Ceviz içi
kınci
Ceviz içi
gıynak
acı ceviz
Genellikle Kuzey Amerika'da yetişen, güzel görünüşlü bir ceviz türü
çetin ceviz
Yola getirilmesi güç olan kimse, yapılması zor olan iş
ceviz
المفضلات