cevap vermesi

listen to the pronunciation of cevap vermesi
التركية - الإنجليزية
(Politika, Siyaset) assent of the authorities
cevap ver
come in
cevap ver
answer for

I'll answer for this man's honesty. - Ben bu adamın dürüstlüğü için cevap vereceğim.

You ought to answer for what you have done. - Yaptıkların için cevap vermelisin.

cevap ver
{f} reply

I'm sorry that I didn't reply sooner. - Daha kısa sürede cevap vermediğim için üzgünüm.

Tom didn't know how to reply. - Tom nasıl cevap vereceğini bilmiyordu.

cevap ver
answered

I'm Japanese, the boy answered. - Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.

Ask only questions that can be answered with yes or no. - Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.

cevap ver
{f} answer

If the telephone rings, can you answer it? - Eğer telefon çalarsa cevap verebilir misin?

He'll answer your letter soon. - Yakında mektubuna cevap verecek.

yetkili makamların cevap vermesi
(Hukuk) assent of the authorities
cevap vermesi
المفضلات