cevap veren

listen to the pronunciation of cevap veren
التركية - الإنجليزية
responder
satisfying
responsive
answering
respondent
cevap ver
come in
cevap ver
answer for

I'll answer for this man's honesty. - Ben bu adamın dürüstlüğü için cevap vereceğim.

Tom has a lot to answer for. - Tom cevap vermek için çok şeye sahip.

cevap ver
{f} reply

She didn't reply to my letter. - O, mektubuma cevap vermedi.

I can't reply your message immediately, for I can't type fast. - Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

cevap ver
answered

My prayer was answered. - Benim duama cevap verildi.

Ask only questions that can be answered with yes or no. - Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.

cevap ver
{f} answer

He'll answer your letter soon. - Yakında mektubuna cevap verecek.

The quality of higher education must answer to the highest international standards. - Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

cevap veren
المفضلات