I answer for her honesty.
- Onun dürüstlüğü için cevap veriyorum.
Tom has a lot to answer for.
- Tom cevap vermek için çok şeye sahip.
She didn't reply to my letter.
- O, mektubuma cevap vermedi.
I'm sorry that I didn't reply sooner.
- Daha kısa sürede cevap vermediğim için üzgünüm.
I'm Japanese, the boy answered.
- Çocuk cevap verdi: Ben Japonum.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
He'll answer your letter soon.
- Yakında mektubuna cevap verecek.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.