centilmenlik

listen to the pronunciation of centilmenlik
التركية - الإنجليزية
chivalry
sportsmanship
gentlemanliness
centilmen
gentleman

His manners are not those of a gentleman. - Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.

A gentleman wouldn't do such a thing. - Bir centilmen böyle bir şey yapmazdı.

centilmenlik anlaşması
(Politika, Siyaset) gentlemans agreement
centilmenlik dışı hareket
(Spor) misconduct
centilmenlik anlaşması
gentleman's agreement, gentlemen's agreement
centilmenlik anlaşması
(Hukuk) gentlemen's agreement
centilmenlik anlaşması
gentleman's agreement
centilmenlik antlaşması
gentleman's agreement, gentlemen's agreement
centilmen
gallant
centilmen
{i} sport
centilmen
chivalrous
centilmen
gent

He is not at all a gentleman. - O hiç centilmen değil.

He is a perfect gentleman. - O, mükemmel bir centilmendir.

centilmen
gentlemanlike
centilmen
sahib
centilmen
sportsman
centilmen
cavalier
التركية - التركية
Centilmene yakışır davranış: "Centilmenlik gösteren örnek sporculara kupalar verecekti."- H. Taner
Centilmene yakışır davranış
Centilmen olma durumu
centilmenlik anlaşması
Hukuksal ve resmî olmayan, ancak tarafların karşılıklı güvenlerine dayanan sözlü anlaşma
CENTİLMEN
(Osmanlı Dönemi) ing. Kibar erkek, çelebi, görgülü kişi
centilmen
İyi arkadaşlık eden, saygılı, görgülü, kibar (erkek)
centilmen
İyi arkadaşlık eden, saygılı, görgülü, kibar (erkek): "Kendisini çok yakışıklı ve centilmen bulduğumu söyledim."- R. N. Güntekin
centilmenlik
المفضلات