Tom's family showed a video of his life at his funeral.
- Tom'un ailesi onun cenazesinde onun hayatıyla ilgili bir video gösterdi.
Trang's party was as fun as a funeral wake.
- Trang'in partisi bir cenaze sonrasında olduğu kadar eğlenceliydi.
No musician would have thought of playing that music at the funeral.
- Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
I didn't attend his funeral.
- Ben onun cenaze törenine katılmadım.
The hearse was drawn by eight black horses.
- Cenaze arabası sekiz siyah at tarafından çekildi.
Who was driving the hearse?
- Cenaze arabasını kim kullanıyordu?
He composed a funeral march for his own funeral.
- Kendi cenazesi için bir cenaze marşı besteledi.
When was the last time you were at a burial ceremony?
- En son ne zaman bir cenaze törenindeydin?