Bir olaya sebep olmak istemedim.
- I didn't want to cause a scene.
Biz mümkün olan en az zarara sebep olmak istiyoruz.
- We want to cause the least possible harm.
Dikkatsiz araba sürme kazalara neden olmaktadır.
- Careless driving causes accidents.
Size herhangi bir soruna neden olmak istemiyorum.
- I don't want to cause you any problems.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
- The primary cause of his failure is laziness.
Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.
- The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
Sebep ve sonuç birbirlerine tepki yaparlar.
- Cause and effect react upon each other.
Paniğe yol açmak istemiyorum.
- I don't want to cause a panic.
Herhangi bir soruna yol açmak istemiyoruz.
- We don't want to cause any trouble.
İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
- Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
Durgunluk birçok işletmenin kapanmasına neden oldu.
- The recession caused many businesses to close.
Burada iyi bir amaç için buradayız.
- We're here for a good cause.
Alarm için neden olmadığını anlıyorum.
- I see no cause for alarm.
Bunun olmasına neden olmadın.
- You didn't cause it to happen.
Yapmak istediğim son şey sana bir probleme neden olmak.
- The last thing I want to do is cause you a problem.
O, büyük problemlere neden olabilir.
- That can cause big problems.
Deprem, büyük ölçüde hasara yol açtı.
- The earthquake caused considerable damage.
Paniğe yol açmak istemiyorum.
- I don't want to cause a panic.
Soruna sebep olan sorunun kurbanı olacaktır.
- Whoever causes trouble will be the victim of the trouble.
Bir trafik kazası, bize bir sürü soruna neden oldu.
- A traffic accident caused us a lot of trouble.
Yangına dikkatsiz bir sigara içicisinin sebep olduğu ortaya çıktı.
- It transpired that fire was caused by a careless smoker.
Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.
- I deeply regret having caused the accident.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
O, davaya hiçbir katkıda bulunmadı.
- He contributed nothing to the cause.
Yakında hareket artmıyordu. Birçok kişinin cesareti kırıldı ve davadan ayrıldı.
- Soon the movement was no longer growing. Many people became discouraged and left the cause.
Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.
- They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.
Sorun çıkarmak için burada değilim.
- I'm not here to cause trouble.
Yapmak istediğim son şey size daha fazla acıya neden olmamdır.
- The last thing I want to do is cause you any more pain.
Yapmak istediğim son şey sana bir probleme neden olmak.
- The last thing I want to do is cause you a problem.
Mesele kazaya kimin neden olduğu.
- The question is who caused the accident.
Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.
- They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.
Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
- When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
Şu an için, hastalığın sebebi bilinmiyor.
- At present, the cause of the disease is unknown.
Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.
- Gravity causes objects to have weight.
Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.
- The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.
- I deeply regret having caused the accident.
The explosion caused a panic.
The explosion caused much damage to the building.
He is fighting for a just cause.
... but not limited to airplane crashes in Iran that are said to have been caused by old planes ...
... >> That are said to have been caused by old planes due to sanctions on new purchases--if ...