carry with, take with; present

listen to the pronunciation of carry with, take with; present
الإنجليزية - التركية

تعريف carry with, take with; present في الإنجليزية التركية القاموس.

bring
{f} getirmek

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

Tom eve bir hediyelik eşya getirmek istedi. - Tom wanted to bring home a souvenir.

bring
{f} (brought) getirmek
bring
{f} razı etmek
bring
kendine getirmek
bring
beraberinde getirmek
bring
ayıltmak
bring
{f} vermek (ceza)
bring
{f} kazandırmak
bring
icbar etmek
bring
getir

Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir. - In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

bring
{f} ikna etmek
bring
bring round kandırmak
bring
sevketmek
bring
doğurmak
bring
kandırmak
bring
neden olmak
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} bring
{f} bringeth
carry with, take with; present
المفضلات