Tom tirbuşonunu bulamadığı için vida kapaklı bir şarap şişesi getirdiğine memnun oldu.
- Tom was glad that he'd bought a bottle of wine with a screw cap, since he couldn't find his corkscrew.
Tom şişe kapakları topluyor.
- Tom collects bottle caps.
Tom için bir başlık satın aldım ve Mary için bir çift eldiven satın alacağım.
- I bought a cap for Tom and I'll buy a pair of gloves for Mary.
Daha az grafikler ve daha fazla başlık açıklamayı daha net yapabilir.
- Fewer graphics and more captions would make the description clearer.
Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
- I put on my cap to go out.
Bu kep için on dolar ödedim.
- I paid ten dollars for this cap.
Bu şapka Tom'a aittir.
- This cap belongs to Tom.
Tom şapkasını çıkardı.
- Tom took off his cap.
Pekin, Çin'in başkentidir.
- Beijing is the capital of China.
Kinşasa, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başkentidir.
- Kinshasa is the capital city of the Democratic Republic of Congo.
Şanslı mavi kasketim nerede?
- Where's my lucky blue cap?
İsa bir kapitalistti.
- Jesus was a capitalist.
Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.
- Mary has always been left-leaning, but since she's got a seat in parliament for the Left Party, she has become a media star with her radical critique of capitalism.
He wired the cap to the bundle of dynamite, then detonated it remotely.
Billy spent all morning firing caps with his friends, re-enacting storming the beach at Normandy.
Did he think they were going to put a cap in his ass right in the middle of Metreon?.