Belki öğle yemeği yapamam.
- I can't possibly make lunch.
Tom artık belki yemek yiyemiyeceğini söyledi.
- Tom said that he couldn't possibly eat any more.
Belki bana yardımcı olabilirsiniz?
- Can you possibly help me?
Hava yarın muhtemelen iyi olabilir.
- It may possibly be fine tomorrow.