التركية - الإنجليزية
تعريف candan candan في التركية الإنجليزية القاموس.
- candan
- sincere
- candan
- willing
- candan
- heartfelt
- candan
- bluff
- candan
- genially
- candan
- with open arms
- candan
- sincere, cordial, warm, chummy; cordially, sincerely
- candan
- single-eyed
- candan
- cordial
They greeted us cordially.
-Onlar bizi candan karşıladı.
They greeted us cordially.
-Onlar bizi candan selamladı.
- candan
- heart to heart
- candan
- open hearted
- candan
- single-minded
- candan
- cordially
They greeted us cordially.
-Onlar bizi candan karşıladı.
They greeted us cordially.
-Onlar bizi candan selamladı.
- candan
- sincerely
- candan
- personable
- candan
- sincere, cordial
- candan
- companionable
- candan
- single-hearted
- candan
- heart whole
- candan
- hearty
- candan
- whole hearted
- candan
- open-armed
- candan
- sincerely, wholeheartedly
- candan
- candid
- candan
- deep felt
- candan geçmek
- to give up the ghost
- candan karşılama
- hearty welcome
- yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
- (Atasözü) If you take the advice of half-ignorant people, you'll suffer for it
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف candan candan في التركية التركية القاموس.
- İçtenlikli bir biçimde
- CANDAN
- İçten, yürekten, gönülden, samimi: "Kan tükürsün adını candan anan dudaklar / Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!"- F. N. Çamlıbel. İçtenlikle, istekle, ilgiyle: "Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı."- T. Buğra
- candan
- Yakınlık belirten davranış
- candan
- İçtenlikle, istekle, ilgiyle
- candan
- İçten, yürekten, gönülden, samimî
المصطلحات ذات الصلة
candan candan
الواصلة
can·dan can·danالنطق
Resimler
السابق
المفضلات