canceling the policy before the death of the insured person

listen to the pronunciation of canceling the policy before the death of the insured person
الإنجليزية - التركية

تعريف canceling the policy before the death of the insured person في الإنجليزية التركية القاموس.

surrender
{f} pes etmek
surrender
{f} teslim etmek

Tom pasaportunu teslim etmek zorunda mıydı? - Did Tom have to surrender his passport?

surrender
{f} kendini bırakmak
surrender
{f} feragat etmek
surrender
teslim

Herold teslim olmayı kabul etti. - Herold agreed to surrender.

O teslim olmak zorunda kalacaktı. - He would have to surrender.

surrender
vazgeçme

Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez. - The ruling class will not surrender its power.

Hiç vazgeçme. Asla teslim olma. - Never give up. Never surrender.

surrender
{f} teslim ol

Onlar teslim olmadılar. - They would not surrender.

Meksikalılar teslim oldu. - The Mexicans surrendered.

surrender
{i} feragat
surrender
ümidini kesmek
surrender
{f} teslim etmek; teslim olmak
surrender
herhangi bir duygu ve fikrin esiri olmak
surrender
{i} teslim etme

Polis silahını teslim etmesi için suçluyu ikna etti. - The police persuaded the criminal to surrender his weapon.

Tom pasaportunu teslim etmek zorunda mıydı? - Did Tom have to surrender his passport?

surrender
surrender value sigorta poliçesi iptal edildiği takdirde poliçe sahibine verilecek para mi
surrender
{i} iade
surrender
{i} feragat; verme, bırakma, terk
surrender
{f} bırakmak
surrender
(isim) vazgeçme, feragat, teslim, bırakma, teslim etme, teslim olma, iptal etme, iade
الإنجليزية - الإنجليزية
surrender
canceling the policy before the death of the insured person

    الواصلة

    can·cel·ing the pol·i·cy be·fore the death of the in·sured per·son

    التركية النطق

    känslîng dhi pälısi bîfôr dhi deth ıv dhi înşûrd pırsın

    النطق

    /ˈkansləɴɢ ᴛʜē ˈpäləsē bəˈfôr ᴛʜē ˈdeᴛʜ əv ᴛʜē ənˈsʜo͝ord ˈpərsən/ /ˈkænslɪŋ ðiː ˈpɑːləsiː bɪˈfɔːr ðiː ˈdɛθ əv ðiː ɪnˈʃʊrd ˈpɜrsən/
المفضلات