It's true that he saw a monster.
- Onun bir canavar gördüğü doğrudur.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
You really have to control your jealousy. It's like a beast inside of you.
- Gerçekten kıskançlığını kontrol etmek zorundasın. O senin içindeki bir canavar gibidir.
You filthy beast, get out of here!
- Seni iğrenç canavar, buradan defol!
Sami was in the belly of the beast.
- Sami canavarın karnındaydı.
Don't provoke the beast.
- Canavarı tahrik etmeyin.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!