called; having the name, identified as; mentioned; having a name

listen to the pronunciation of called; having the name, identified as; mentioned; having a name
الإنجليزية - التركية

تعريف called; having the name, identified as; mentioned; having a name في الإنجليزية التركية القاموس.

named
{f} adlandır

Fransa'nın Antoine Griezmann'ı turnuvanın oyuncusu olarak adlandırıldı. - France's Antoine Griezmann was named as the player of the tournament.

Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır. - This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.

named
adında

Tom'un Mary adında bir kız kardeşi var. - Tom has a sister named Mary.

Tom'un Mary adında bir kız kardeşi var. - Tom also has a sister named Mary.

named
adlandırılan
named
{s} adlı

Tom adlı birini tanıyor musun? - Do you know anyone named Tom?

Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım. - I met a tall man named Ken.

named
{s} denilen

Tom denilen birini hatırlamıyorum. - I don't remember anyone named Tom.

Ölüm koğuşunda Tom Jackson denilen bir adam var. - There's a guy named Tom Jackson on death row.

الإنجليزية - الإنجليزية
{s} named
called; having the name, identified as; mentioned; having a name
المفضلات