cadde

listen to the pronunciation of cadde
التركية - الإنجليزية
street

There is a lot of traffic on that street. - O caddede çok trafik var.

I met him in the street. - Onunla caddede karşılaştım.

avenue

My business address is 465 Fifth Avenue. - İş adresim 465 Beşinci Caddedir.

I'd like to get off at Fifth Avenue. - Beşinci caddede inmek istiyorum.

road

Jim looked right and left before he crossed the road. - Jim caddeyi geçmeden önce sağa ve sola baktı.

He was seen crossing the road. - O, caddeyi geçerken görüldü.

boulevard
drive

Be careful not to drive the wrong way on a one-way street. - Tek yönlü bir caddede ters yönde sürmemeye dikkat edin.

The man crossing the street saw the driver who caused the accident. - Caddeyi geçmekte olan adam, kazaya sebep olan şoförü gördü.

(Bilgisayar) street address
throughway
main road
main road, main street, avenue
main street

A lot of people went by on the main street. - Ana caddeden bir sürü insan geçti.

That is the main street of this city. - Şurası, bu şehrin ana caddesidir.

highroad
thoroughfare
causeway
cadde adresi
(Bilgisayar) street address
cadde yol rotu
(Otomotiv) street rod
ev-cadde
(Bilgisayar) home street
işlek cadde
thoroughfare
caddeler
streets
Hükümet binasının olduğu cadde
(londra) Whitehall
New york'un güneyinde tekin olmayan bir cadde
Bowery
ana cadde
anacadde
evle cadde arasındaki yol
driveway

I swept the driveway for you. - Senin için evle cadde arasındaki yolu süpürdüm.

geniş cadde
boulevard
iki cadde arasındaki binalar
block
iş-cadde
(Bilgisayar) business street
transit cadde
through street
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Geniş, işlek, büyük yol. Anayol. şah-rah
Şehir içinde ana yol
ana yol
(Osmanlı Dönemi) HACCE
ana cadde
Şehirde ara sokakların açıldığı geniş yol
cadde
المفضلات