c southern african development community see sar

listen to the pronunciation of c southern african development community see sar
الإنجليزية - التركية

تعريف c southern african development community see sar في الإنجليزية التركية القاموس.

sad
{s} mahzun
sad
{s} acı

Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı. - The movie was so sad that everybody cried.

Yaşlı adam acı bir şekilde gülmeye başladı. - The old man started to laugh sadly.

sad
{s} acıklı

Film öyle acıklı idi ki herkes ağladı. - The movie was so sad that everybody cried.

Ne kadar hüzünlü ve acıklı! - How sad and pathetic!

sad
{s} hüzünlü

Onun hüzünlü hikayesi kalbime dokundu. - His sad story touched my heart.

Bu öylesine hüzünlü bir hikaye. - This is such a sad story.

sad
{s} çok kötü: a sad state of affairs çok kötü bir
sad
{s} iflah olmaz
sad
{s} hamur olmuş
sad
hüzün

Bu öylesine hüzünlü bir hikaye. - This is such a sad story.

Birdenbire çok hüzünlendim. - I suddenly became very sad.

sad
(sıfat) mahzun, üzgün, hüzünlü, üzüntülü, üzücü, acı, acılı, acıklı, hazin, adam olmaz, iflah olmaz, kasvetli, iç karartıcı, koyu, hamur olmuş
sad
üzüntü

O, bana üzüntülü şekilde baktı. - She looked sadly at me.

Onun yüzünde kalan üzüntü işaretini gördüm. - I saw the mark of sadness that had remained on her face.

sad
{s} kederli, üzgün: sad person kederli kimse
sad
(Tekstil) koyu, donuk
sad
{s} koyu
sad
hayırsız
sad
esef edilecek
sad
yetersiz
sad
acınacak
sad
bedbaht
sad
sadnesskeder
الإنجليزية - الإنجليزية
sad
c southern african development community see sar

    الواصلة

    c south·ern Af·ri·can de·ve·lop·ment com·mu·ni·ty see Sar

    التركية النطق

    si sʌdhırn äfrıkın dîvelıpmınt kımyunıti si sär

    النطق

    /ˈsē ˈsəᴛʜərn ˈafrəkən dəˈveləpmənt kəˈmyo͞onətē ˈsē ˈsär/ /ˈsiː ˈsʌðɜrn ˈæfrəkən dɪˈvɛləpmənt kəˈmjuːnətiː ˈsiː ˈsɑːr/
المفضلات