تعريف burada في التركية الإنجليزية القاموس.
- burda
- here
Aren't you a student here?
-Sen burda bir öğrenci değil misin?
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
-Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
- bura
- this place
- bura
- over here
Come over here and help me.
-Buraya gel ve bana yardım et.
You can get a better look over here.
-Burada daha iyi bakabilirsin.
- bura
- this spot
- <span class="word-self">buradaspan>
- along with
- <span class="word-self">buradaspan>
- over here
- <span class="word-self">buradaspan>
- along
- <span class="word-self">buradaspan>
- at this place
- <span class="word-self">buradaspan>
- hereby
- <span class="word-self">buradaspan>
- herein
- <span class="word-self">buradaspan>
- here
Please don't leave valuable things here.
-Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
Are you a teacher or a student here?
-Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
- <span class="word-self">Buradaspan>
- in here
There's not enough room in here for both Tom and Mary.
-Hem Tom hem Mary için burada yeterli yer yok.
It's boiling in here.
-Burada hava çok bunaltıcı.
- <span class="word-self">buradaspan>
- up here
I told her I'd finish up here.
-Ona burada bitireceğimi söyledim.
I told you I'd finish up here.
-Sana burada bitireceğimi söyledim.
- <span class="word-self">buradaspan>
- here's
- <span class="word-self">buradaspan>
- to here
- <span class="word-self">buradaspan>
- here to
- <span class="word-self">buradaspan> ?
- here?
- bura
- this place, this spot
- <span class="word-self">buradaspan>
- (yoklama) adsum
- <span class="word-self">buradaspan>
- in this quarter
- <span class="word-self">buradaspan>
- in this place
There's no way I'm going to find Tom in this place.
-Tom'u burada bulmamın imkanı yok.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف burada في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- bura
- a Chadic language spoken south of Lake Chad
- bura
- vi (with indirect object or no + irr ): to ask
- bura
- British Urban Regeneration Association
المصطلحات ذات الصلة
تعريف burada في التركية التركية القاموس.
- BURA
- (Osmanlı Dönemi) Bak: Bevr
- bura
- Bu yer: "Eskiden buranın, şişman bir valisi vardı."- M. Ş. Esendal
- bura
- Kalma ve çıkma durumlarında orta hecenin düştüğü ve burda, burdan biçimlerinin kullanıldığı da görülür
- bura
- Bu yer
- <span class="word-self">buradaspan>
- Bu yerde: "Bu biraz kalın ve çekici sesi ilk defa yine burada duymuştu."- H. E. Adıvar
- <span class="word-self">buradaspan>
- Bu yerde