As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
- Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
That mountain is in the clouds.
- O dağ bulutların içindedir.
A cloud of hornets set at the children.
- Bir eşekarısı bulutu çocuklara doğru yöneldi.
The moon rose above the clouds.
- Ay bulutların üzerinde kaldı.
All of a sudden the sky became overcast.
- Gökyüzü aniden bulutlandı.
The sky became suddenly overcast with clouds.
- Gökyüzü birden bulutlarla kaplandı.