Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
O, evinin etrafında bir çit inşa etti.
- He built a fence around his house.
Evimin önünde yeni bir bina yapılıyor.
- A new building is being built in front of my house.
Bizim roket yapılıyor.
- Our rocket is being built.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Benim cep telefonum dahili bir dijital kameraya sahip.
- My cell phone has a built-in digital camera.
Laptopumda dahili bir kart okuyucu bulunuyor.
- My laptop has a built-in card reader.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Onu yapmak yıllarımı aldı.
- It took many years to build it.
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
Yeni başkan ordu kurmak istiyor.
- The new president wants to build up the army.
Bu fabrikayı kurmak, uzun bir zamana ve bir sürü paraya mal oldu.
- It took a long time and a lot of money to build this factory.
Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor.
- We need to build an app.
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
- Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
Bina yapım aşamasındadır.
- The building is under construction.
Bina zaten yapım aşamasında.
- The building is already under construction.
İnsan zihnini ve insan davranışlarını inceleyen psikoloji gözlem ve deneylerle bilgi oluşturur.
- Psychology, which studies the human mind and human behavior, builds knowledge by observation and experiments.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- I want to build up my vocabulary.
Onlar bir ev yapıyorlar.
- They are building a house.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
Bu binaların müteahhiti bilinmiyor.
- The builder of those houses is unknown.
Bu şimdiye kadar ülkemizde inşa edilmiş en büyük tanker.
- This is the largest tanker that has ever been constructed in our country.
Kuzenim gibi inşaatçılar, sık sık şantiyeye ağır malzemeler taşımak zorundalar.
- Builders, like my cousin, often have to carry heavy materials to site.
Many cars now have 12V outlets built in to plug in a cellular phone charger.
Standing 6'8 and built like a tank, Adam was not a man to be messed with.
Rugby players are of sturdy build.
Wiktionary is a community-built online dictionary.
T---- is a blazing fast, composite built aircraft.
It will laxare animos, refresh the soul of man, to see fair-built cities, streets, theatres, temples, obelisks, etc.
A well-built teenage boy in a soiled black leather studded vest and black jeans was crouched in the far corner of the cellar, waiting for us.
The basics of a well-built garden.
An in-built advantage/problem.
... for example, iron or life built out of carbon and things like that, ...
... built for you. ...