الإنجليزية - التركية
تعريف brilliant in colors; splendid; fine; richly dressed في الإنجليزية التركية القاموس.
- gay
- {s} canlı
- gay
- {s} canlı, parlak ve güzel (renk); parlak ve güzel renkli
- gay
- {s} homoseksüel
Heteroseksüel misin yoksa homoseksüel mi? Ben heteroseksüelim.
-Are you straight or gay? I'm straight.
- gay
- {i} eşcinsel
En iyi kuaförler eşcinsel.
-The best hairdressers are gay.
Onun eşcinsel olduğunu sanmıyorum. O evli ve üç tane çocuğu var.
-I don't think he's gay. He's married and has three children.
- gay
- (Sosyoloji, Toplumbilim) gay
- gay
- argo ibne
- gay
- {s} şen
- gay
- ibne
- gay
- sevici
- gay
- mutlu
- gay
- neşeli
- gay
- homoseksüel/canlı/mutlu
- gay
- {s} utanmaz
- gay
- gayetygaiety
- gay
- sefih
- gay
- gaylyneşeyle
- gay
- (sıfat) homoseksüel, eşcinsel, neşeli, keyifli, şen, canlı, hoppa, hovarda, pasaklı, utanmaz, yüzsüz
- gay
- gaynessneşe
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف brilliant in colors; splendid; fine; richly dressed في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- gay
brilliant in colors; splendid; fine; richly dressed
الواصلة
bril·liant in colors; splendid; fine; rich·ly dressedالنطق
Resimler
المفضلات