Bütün askerler cesurdu.
- All the soldiers were brave.
Birlik, düşmanın saldırılarına karşı cesurca direndi.
- The force held out bravely against their enemy's attacks.
Tom cesur ve yiğittir.
- Tom is brave and courageous.
Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
- Ancient people liked to tell stories of bravery.
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
- Bravery is a great virtue.
New York's bravest.
After braving tricks on the high-dive, he braved a jump off the first diving platform.