O, kitapçıdaki İngilizce yazılmış bir kitabı satın aldı.
- He has bought a book written in English in the book store.
Ben bu kitabı istasyonun önündeki kitapçıda aldım.
- I bought this book at the book store in front of the station.
Tom bir kitapevinde çalışıyor.
- Tom works at a bookstore.
Şehir merkezinde onun bir kitapçı dükkânı var.
- He has a bookstore in the center of the city.
İstasyonun karşısındaki kitabevi çok büyük.
- The bookstore across from the station is very large.
Evimin önünde bir kitabevi var.
- There is a bookstore in front of my house.
Dün gece eve gitmeden önce bir sahafın önünde durdum ve uzun süredir aradığım bir kitabı buldum.
- Last night I stopped in front of a used bookstore, before I got home, and found a book that I'd been looking for for a long time.
Geçen gün okuldan eve giderken bir sahafta durdum ve uzun süredir aradığım bir kitabı tesadüfen buldum.
- The other day I stopped at a secondhand bookstore on my way home from school and happened to find a book I had been looking for for a long time.
Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti.
- Tom and his grandmother went to the bookstore.
Bu bölgede çok az kitapçı var.
- There are few bookstores in this area.
Kullanılmış kitap evine nasıl gidebilirim?
- How do I get to the used bookstore?