Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
- At times, I can't trust him.
Tüm bunlardan sonra, tanrılar bile zaman zaman hata yapabilirler.
- After all, even the gods may err at times.
Zaman zaman çocuklara bakmalısın.
- You should look after the children from time to time.
Ben, zaman zaman onunla kulüpte karşılaşırım.
- I meet him at the club from time to time.
Bazen onu anlayamıyorum.
- At times I can't understand him.
Bazen curve'ü carve ile karıştırıyorum.
- At times I confuse curve with carve.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- My uncle comes to see me from time to time.
Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- My son came to see me from time to time.
Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- I still think about you from time to time.
Tom bazen bana hâlâ yazıyor.
- Tom still writes to me from time to time.