biskuit

listen to the pronunciation of biskuit
ألمانية - التركية
[der] bisküvi
pandispanya
الإنجليزية - التركية

تعريف biskuit في الإنجليزية التركية القاموس.

biscuit
bisküvi

Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen? Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir - Mom, please can I have a biscuit? No, you can't; you shouldn't eat between meals.

O bir bisküviyi parçaladı. - She crumbled a biscuit.

biscuit
bisküvit
bisque
(İnşaat) gövde
bisque
(İnşaat) bisküvi
biscuit
çörek
biscuit
pasta
biscuit
açık kahverengi
biscuit
(isim) bisküvi, kurabiye, kuru pasta, çörek
biscuit
kremasız pasta
biscuit
{i} kuru pasta
biscuit
{i} İng. bisküvi
biscuit
perdah vurmadan evvelki haliyle fırınlanmış çanak çömlek
bisque
bir çeşit dondurma
bisque
birkaç çeşit koyu çorba
bisque
tenis gibi oyunlarda oyuncuya tanınan fazladan bir vuruş veya buna benzer bir hak
bisque
kremalı çorba
bisque
(isim) sırsız porselen
bisque
sırsız çömlek
bisque
av etiyle veya deniz mahsulleriyle yapılan çorba
ألمانية - الإنجليزية
(fatless) sponge
sponge cake

Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong. - Viele Leute denken, Biskuit sei schwierig zu backen, aber wenn man genug Eier nimmt, kann eigentlich nichts schief gehen.

biscuit
cookie
bisques
bisque
Scherben (oft fälschlich: Biskuit) (einmal gebranntes, aber noch unglasiertes Ke
biscuit (once-fired, but yet unglazed ceramics workpiece)