They don't want to live together.
- Birlikte yaşamak istemiyorlar.
Tom and Mary and their children all live together in a small house on the outskirts of Boston.
- Tom ve Mary ve çocukları hepsi Boston'un kenar mahallelerinde küçük bir evde birlikte yaşamaktadır.
Tom is hard to live with.
- Tom ile birlikte yaşamak zor.
Tom is easy to live with.
- Tom ile birlikte yaşamak kolay.