birbirlerini

listen to the pronunciation of birbirlerini
التركية - الإنجليزية
each other

They were never to see each other again. - Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi.

The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years. - Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.

one another

People should love one another. - İnsanlar birbirlerini sevmeliler.

The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities. - İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.

birbiri
one another

Alan Tate and I looked at one another for a while. - Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.

Let's try to understand one another. - Birbirimizi anlamaya çalışalım.

birbiri
each other

We don't know each other. - Biz birbirimizi tanımıyoruz.

Japan and China differ from each other in many ways. - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

التركية - التركية

تعريف birbirlerini في التركية التركية القاموس.

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbirlerini
المفضلات