birbirlerini

listen to the pronunciation of birbirlerini
التركية - الإنجليزية
each other

They tried to make each other look foolish. - Onlar birbirlerini aptal göstermeye çalıştılar.

The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years. - Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.

one another

People should love one another. - İnsanlar birbirlerini sevmeliler.

The three hyenas sat in a circle, reasoning with one another. - Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.

birbiri
one another

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

We helped one another. - Birbirimize yardımcı olduk.

birbiri
each other

Japan and China differ from each other in many ways. - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.

My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it! - Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

التركية - التركية

تعريف birbirlerini في التركية التركية القاموس.

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbirlerini
المفضلات